1989 yılıydı. Mehmet Emin Er Hocaefendi Ankara’da Özelif Sitesi’nde ikamet etmekte ve site içerisinde bulunan Fıkıh Enstitüsü’nde ders vermekteydi. O yılın yazında bizler de bazı arkadaşlarımızla birlikte Ankara’da kalmaya karar verdik.
Kış döneminde istifade ettiğimiz hoca efendiden yaz günlerinde de istifade etmek istedik. Bu amaçla bizim de ikamet ettiğimiz sitenin camisinden bir öğle namazı çıkışında yanlarına vardım:
– Hocam eğer müsaitseniz sizlerden ders okumak istiyoruz birkaç arkadaş, dedim.
Hocaefendi huzur dolu o mütebessim çehresiyle hem yüzümüze baktı hem de tahminen otuz saniye kadar hiç konuşmadan düşündü. Bunun üzerine kendisini zorda bırakmış olabileceğimizi düşünerek:
– Hocam eğer müsait değilseniz sizleri rahatsız etmeyelim, dedim.
Bunun üzerine mütebessim şekilde şöyle dedi:
– Sabahları Siirt’li bir genç geliyor, hafızlığı da var. Onunla tefsir okuyoruz. Akşamları da 67 numarada akaid dersleri yapıyoruz
67 numara kendi dairesinin yanındaki daireydi ve bizim arkadaşlarımız kalmaktaydı. Bu yoğunluğu üzerine:
– Hocam sizleri yormayalım. Zaten yoğunmuşsunuz, dedim.
Hocaefendi daha da mütebessim bir şekilde:
– Olmaz. Teklif etmeseydiniz olurdu. Bu yaştan sonra beni bu veballe göndermeyin. Yarın öğle namazını müteakip camide
başlayalım. Gelin…, dedi.
Yormamak için ısrar ettikse de kabul etmedi.
Bir sonraki gün öğle namazı başlayıp ikindi namazına kadar camide ders yaptık. Bu dersler yaz boyu devam etti.
Hocaefendinin ilim aşkı, sorumluluğu ve irfânı bizi çok mahcup etmişti.
Doç. Dr. İbrahim Baz/ İrfanDunyamiz.com
Yayın Yönetmeni Notu: Gül neslini yetiştiren büyük şahsiyetler yaz kış, gece gündüz demeden ömürlerinin son demlerine kadar talebe yetiştirmeye devam etmişlerdir. Bugün İslam dünyasında yaşanan onca sıkıntıya rağmen, insanlık için, geleceğimiz için birazcık da olsa umudumuz kalmışsa bunun sebebi, Merhum Mehmet Emin Er Hocamız gibi kıymetli alimlerimizin ilim irfan dünyasına attıkları tohumlardır. Bu büyük alimlerin yetiştirdikleri kıymetli talebeler Allah Teala’nın izniyle yeryüzünün her tarafında İslami ilimleri yeniden ayağa kaldıracak ve İslam’ın güzelliklerini bütün insanlığa sahih bir şekilde sunacaklardır. Bütün kıymetli alimlerimizin hayatlarına baktığımızda şunu görüyoruz: Son nefeslerine kadar, sağlıkları elverdiği müddetçe talebe okutmaya devam etmişlerdir. Türkiye’deki ilim geleneğinin en güçlü halkalarından biri olan Merhum Mehmet Emin Er Hocamız da ilerlemiş yaşına rağmen bu hassasiyeti her zaman sürdürmüştür. Allah Teala ondan razı olsun.