Davet Yöntemi

Günümüzde Allah’a davet metodu nasıl olmalıdır?
Cevap: MUHAMMED EMİN ER SEYDA
1. Davet metodlarında Hz. Peygamber ve ashabının siyreti temel ilkedir.
2. Bu sebeple ıslahatçı ve müceddidler, bu mübarek siretle, -müslümanların hayatında iyi bir öncülük olması için-, çok yakından ilgilenmişlerdir.
3. Bu itibarla müslümanlar, mesela risaleler yayınlayarak davet yollarını açmalıdır.
4. Tabiidir ki bu risaleler, ihlas ve samimiyetle hazırlanmalı; maddi menfaat ve ticari kaygılar düşünülmemelidir.
5. İşte bizden önceki sahabe ve selef-i salih bu dosdoğru metod üzere yürümüş; dünyevî refahın artmasından korkmuş ve bunu gördüklerinde ağlamışlardır. Neticede hased, düşmanlık, nefret ve fitnenin baş göstermesi sebebiyle akibetlerinden endişe duymuşlardır.
6. Selefin daveti, amel ve nefis terbiyesinden ayrı değildi. Onlar nefislerini, fedakârlığa, başkasını kendine tercihe, sabır ve hicrete; Allah’a, teslimiyet, zikir, dua ve yakarış ile yönelmeye; güzel örnek olmaya, söz-amel bütünlüğüne ve ümitsizliğe düşmeksizin yola sabırla devam etmeye hazırlayıp alıştırıyorlardı.
7. Zor zamanda sabır ve sebat göstermek, imanın samimiyetine ve ne kadar köklü olduğuna delildir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurur: “İnsanlar, sadece ‘inandık’ demekle bırakılacaklarını ve imtihan olunmayacaklarını mı zannediyorlar ?” (Ankebut 29/2).
8. Müslümanların öncelikle kendi nefislerini ıslah etmeleri şarttır. Zira başkalarını Allah’a çağırma konusunda bizzat kendileri bu davanın önemli bir parçasıdırlar. Bir davet mücadelesinin, ne kadar hayırlı amellere adım atmış olursa olsun, faydalı ürünler verebilmesi için mutlaka ameli ve güzel ahlakıyla örnek olabilecek bireylere ihtiyacı vardır.
Sahabe’nin bu daveti nasıldı? Bunu kısaca açıklar mısınız?
Cevap:
1-Onların daveti hikmet, güzel öğüt, sabır ve metanet, kötülüğü iyilikle hatta daha iyisiyle karşılık vermek şeklindeydi. Bu konuda Yüce Allah’ın şu buyruğunu prensip edinmişlerdi: “İyilikle kötülük bir değildir. Kötülüğü en güzel şekilde sav. O zaman seninle aranızda düşmanlık bulunan kimsenin, sanki samimi bir dost gibi olduğunu göreceksin” (Fussilet 41/34). Peygamber Efendimiz de (s.a.) şöyle buyurmaktadır: “..Sana kötülük edene iyilikle karşılık vermendir…”.
2-İnsanların baskı ve eziyetlerine maruz kalmaları halinde birbirlerine şu ilkeyi hatırlatırlardı: “İnsanlara karşı meyveli ağaç gibi olun; onlar ağacı taşlarken ağaç onlara meyve verir”.
3-Davet için kendilerinden izin istenmesi durumunda şunu söylemeyi ilke edinmişlerdi: “(Önce) kendi nefisini ıslah et, (sonra da) başkalarına davette bulun”.
4- Davet yolunda sıkıntılarla karşılaşınca şöyle derlerdi: Davet yolunda çile çekmek, işlenen hataların bir sonucu değil Allah’ın, davet mücadelelerindeki bir sünneti/yasasıdır. Hatta, davetçilerin sıkıntı ve çile çekmemesi, izledikleri metodun doğruluğu konusunda şüphe uyandırır.
5-Bazı davetçilerin ümitsizliğe düştüğünü gördüklerinde ise şöyle derlerdi: Ümitsizliğe düşmeyin. Çünkü ümitsizlik, müslümanların ahlakına sığmaz. Üstelik bugünün gerçekleri, dünün hayalleriydi; bugünün hayalleri ise yarının gerçekleri olacaktır.
6-Gayr-ı müslimlerden, müslüman olmalarını isterken müslümanlardan da, imanında samimi, ibadetini doğru şekilde yapan, karakteri sağlam, nefsiyle mücadele eden, başkalarına faydalı olan, işlerini düzgün ve disiplinli bir şekilde yapan ve vaktini boşa harcamayan kimseler olmalarını istiyorlardı.
DAVETÇİ’NİN ÜZERİNE DÜŞEN GÖREV NE OLMALIDIR?
Bizden öncekilerin metodu üzere davette bulunan her davetçinin üzerine düşen görevler nelerdir?
Cevap: Muhammed Emin Er Seyda
Böyle bir davetçinin yapması gerekenler şunlardır:
1-Niyeti, sadece âlemlerin Rabbi olan Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır.
2-Kalbini dünyevi arzu ve payelerden temizlemelidir.
3-Gönlünü gurur, kibir, riya, baş olma sevdası gibi hastalıklardan da arındırmalıdır.
4-Allah’ın kendisine bahşetmiş olduğu bütün nimetlerle niyetini, Allah’ın dinine yardım noktasına odaklamalıdır.
5-Bir meseledeki farklı görüşler arasında doğru olanını tespit edebilmek için Allah’a karşı sorumluluk bilincine güvendiği bir ilim/zikir ehline danışmalı; ayrılıkçı değil birleştirici faktör olmalıdır.
6-“Eğer size bir fasık bir haber getirirse, onu araştırın..” ayeti gereğince düşmanların iftiralarından etkilenmemelidir.
7-Başkalarını küfür veya fasıklık ya da başka bir vasıfla nitelemekten kaçınmalıdır.
Davet alanında faaliyet gösterenlere verebileceğimiz en önemli nasihatimiz ise şudur:
1-İman, sevgi, amel ve küçük-büyük her meselede Allah’ın şeriatına bağlılık.
2-Başkalarına güzel örnek olmak ve İslam’ı öncelikle kendi yakın çevremizde yaşamak.
3-Hiçbir şahsa boyun eğmemek.
4-Aşırı münakaşa ve tartışmalardan uzak durmak.
5-Allah’ın kitabına ve Resulünün sünnetine uygun bir davette bulunmak.
6-Sadece müslümanlara yönelik olmayan evrensel bir davet yapmak.
CEMAATLERİN DAVET YÖNTEMİ NASIL OLMALI?
Davet cemaatlerinin ne yapmaları gerekir?
Cevap: Muhammed Emin ER Seyda
Davet cemaatleri şunları yapmalıdırlar:
1-Bir cemaat, diğerine karşı –sanki sadece kendisi hak çizgideymişçesine-üstünlük taslamamalıdır. Bilakis diğerleriyle kardeşlik ve yardımlaşma ruhunu oluşturmak için çaba göstermelidir.
2-Başka fert yahut cemaatlerden bir kötülük gördüğünde sabretmeli ve bu kötülüğe iyilikle karşılık vermelidir.
Temel bir sistemleri olmalı, şura da bu sistemde yer almalıdır.
Taviz vermeden ve de aşırıya kaçmadan akide ve ibadet konularında itidalli bir yol izlemelidirler.
Tüm müslümanları, aralarında birlik-beraberliğe çağırmalıdır.
Düşmanların hile ve tuzaklarına karşı uyanık olmalıdır.
Fertlerine, gayretlerinin neticesini/ürününü açıkça göstermelidir.
Geleceğe yönelik çalışma planlarını önceden hesaplamalıdır.
Kimden gelirse gelsin, fikri veya tecrübeye dayalı birikimlerden faydalanmalıdır.
Fertlerine, bütün işlerin en nihayetinde Allah Tealanın irade ve kudretiyle gerçekleştiğini ve kendilerinin sadece sebeplere sarılmakla mükellef olduklarını öğretmeli ve hatırlatmalıdır.
Ayrıca fertlerine, adaletle hükmeden bir İslam devleti kurulmadığı müddetçe, fert ve cemaatin hepsinin günahkâr olacağını da öğretmelidir.
DAVETÇİNİN YÖNTEMİ NASIL OLMALI?
Allah davette bulunan bir davetçinin, bu güzide insanlar gibi başkalarına güzel örnek olabilmesi için neler yapması gerekir?
Cevap: Muhammed Emin Er Seyda
Böyle bir davetçi olabilmek için, şu altı prensiple nefsi ıslah etmek gerekir:
1-Sağlam ve samimi bir akide.
2-Dosdoğru bir ibadet.
3-Sağlam bir karakter/ahlak.
4-Derin bir tefekkür.
5-Düzenli ve disiplinli iş görmek.
6-Vaktini iyi kullanmak, boşa harcamamak.
Bil ki nefsin ıslahının özü, güçlü imandır. Zira iman, nefisteki kötü eğilimlere karşı koyarak onu ıslah eder. Islah edilmeyen nefis ise, sahibini yoldan çıkararak uçurumlara yuvarlar. Ama iman eğer kuvvetliyse, sahibine sırat-ı müstakimi açıkça gösterir; doğru yoldan gitmesine yardımcı olmak suretiyle onu sapmalardan korur. Ne var ki bu imanı, mutlaka takva ve azimetle amel etmek suretiyle takviye etmek, güçlendirmek gerekmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir