“Kalp ile dahi olsa, her halukarda namaz kılınacaktır.” (İmam-ı Şafii rh.a)
İSLAM: Efendim, peygamberimiz s.a.s. hazretleri binit üzerinde namaz kılmışlar mıdır? Bu hususta bize gelen rivayetleri nakleder misiniz?
M. Emin ER: Peygamber s.a.s. efendimizin binit üzerinde sünnet kıldığı hususunda rivayetler vardır. Fakat farz kılıp kılmadığına vakıf değilim. Burada esas olan şudur: kişi binit üzerinde gidiyor, dilerse hem gider hem de sünnet kılabilir. İhtiyar durumu, yani seçme, dileme durumu söz konusu ise, bu böyledir. Zaruret hali, ihtiyar halinin dışındadır. Eğer inmek mümkün değilse; düşman kovalıyorsa veya (vahşi) hayvanlardan korkuyorsa –ki, bu tehlike halidir- elbette farz da kılınır, vacip de. Yalnız kişi muhayyer iken farz kılamaz. Bir kişi: “Ben hayvana (binite) bindim, hiç inmeyeyim; bu arada farzı da eda etmiş olayım” derse, caiz olmaz. Namazdan kurtulmanın, farzı eda etmemenin yolu mu var? Hatta öyle ki; insan denize düşse, bir tahta parçasına sarılsa bile namaz kılmakla yükümlüdür. Zaruret anında sünnet de kılınır, farz da. Zaruret dışında ise, sünnet kılınabilir, farz kılınamaz.
İSLAM: Peki hocam, otobüste özürsüz namaz kılmak caiz midir? Otobüste özür ne demektir?
M. Emin ER: Yolculuk yapan kişi, bindiği otobüsün namaz vaktinde durmayacağı kanaatinde ise ve vaktin çıkma ihtimali varsa, ayakta kılma imkanı da yoksa, o zaman namazı şu şekilde kılar: Rüku’yu başını birazcık eğerek ima ile yerine getirir, secdeyi de otobüsün koltuğuna yapar. Şayet bu da mümkün değil, secde edecek bir yer imkanı da yok; o zaman rüku ve secdeyi –her ikisini- ima ile yerine getirerek namazını eda etmiş olur. Secde de biraz daha fazla eğilir ki, rüku ile secdeyi birbirinden ayırmış olsun. Yalnız burada çok önemli bir hususa dikkat çekmek istiyorum: İftitah tekbirini, otobüs veya bindiği her ne ise o araç kıbleye tam döndüğü zaman almalıdır. Sonradan araç kıbleden dönse de namaza devam eder, yönünü değiştirmez. Çünkü kıbleye dönmek imkanı kalmamıştır artık.
İSLAM: Muhterem hocam, otobüsün devamlı kıbleye ters olarak veya kıbleyi tutmayacak bir güzergahta seyrettiği düşünülürse, o zaman iftitah tekbirini nasıl alır, namazını nasıl kılar?
M. Emin ER: Kabe ters istikamette ise ters istikamete, yan tarafa düşüyorsa yan tarafa döner, kıbleyi önüne alır. Zaten ima ile işaretle kılındığından bu pek zor olmasa gerektir. Böylece namazını eda eder. Terk etmeye ruhsat yoktur.
İSLAM: Otobüste namaz kılınırken istikbal-i kıble, kıyam, rüku ve secde de terk olunuyor. Halbuki bunlar namazın farzlarındandır.
M. Emin ER: Evet, demek istediğinizi anladım. Bu gibi farzlar terk olunduğu için kılınan bu namaz olmaz demek yanlıştır. Aynı zamanda fıkhi bir cevap ta değildir. Evvela azimetle emr olunuyoruz. Mümkün olmadığında ruhsat ruhsat ruhsat. En alta kadar iniyoruz. Önce ayakta, mümkünse oturarak veya yatarak, sonra başıyla, yani ima ile, bundan sonrası kalp ile. Kalp ile namaz hakkında imamların ihtilafı var. Ebu Hanife’ye göre bir kişi başıyla da ima edemiyorsa namaz terk olunur. İmam Şafii’ye göre ise, namaz kalp ile dahi olsa kılınacaktır.
Hatta hasta bir insan var diyelim. Onun yönünü kıbleye çevirecek bir kimse yoksa veya döndürüldüğünde çok inciniyorsa, olduğu gibi neredeyse, ne şekildeyse öylece namazı kılacaktır. İşte bu bir zarurettir. Yok efendim terk etsin denilemez.
Şayet su yoksa teyemmüm ediliyor değil mi? Toprak da yoksa taş ile mesh ediliyor ve namaz kılınıyor. Ne kadar zaruret varsa ruhsat da o kadar olur. Ruhsat zarurete göre çoğalır.
Son olarak, kişi zor duruma düştüğünde mezhep taklidi caiz olduğundan dolayı öğleyi ikindiye götürmek, ikindiyi öğle üzerinde kılmak, akşamı yatsı üzerinde kılmak Şafii mezhebini takliden caizdir. buna cem-i takdim, cem-i tehir denilir. Caizdir. Ama yukarıda anlattıklarımız mümkünse cem’ yapılmamalıdır. Ayakta seyahat eden bile hemen kıbleye yönelip işaret ile, ima ile namazını eda eder. Tehir yoktur.
İSLAM: Hocam, öğle vakti otobüse bindik, ikindi girmeden mola verileceğini biliyoruz. Bu halde ima ile namaz kılabilir miyiz? Kılarsak ne olur?
M. Emin ER: Bir kişi böyle bir şeyi (mola) ümit etmediğinden ima ile kılar. Bu şarttır. Namazı ima ile kıldık, sonra da otobüs mola verdi. Onu ihtiyaten tekrar iade etmemiz iyidir. Ama namazımızı secde ederek kılmış isek iadesi gerekmez.
İSLAM: Otobüste ima ile namaz kılan kişi bu namazını kaza edecek mi?
M. Emin ER: Eğer zarurete binaen ima ile kılmışsa zaten eda etmiştir. Vazifesini yapmış oluyor. Bir taksirat yoktur. Onun için de kazası gerekmez.
İSLAM: Teşekkür ederiz efendim, Allah razı olsun.