Hayatı ve Kişiliği

Muhammed Emin Er (K.S) Hayatı ve Kişiliği

Kürt ulemâ ve Nakşibendi-Hâlidî geleneğinin son temsilcilerinden biri olan Allâme Şeyh Mehmed Emin Er Hocaefendi ilim tahsilinden sonra hayatı boyunca ders verme, imamlık, vâizlik, tebliğ ve İslam`a davet gibi hizmetlerle meşgul oldu.

Zülfügül lakabını taşıyan Hacı Zülfikârın oğlu Muhammed Emin, milâdî 1905 veya 1910 tarihinde, Birinci Dünya Savaşı başlangıcında Diyarbakır’ın Çermik ilçesinin Külüyan (yeni ismi Kalaç) köyünde doğdu. Soyadı kanunundan önce ailesi “Miryânî” olarak bilinirdi. “Er” soyadı “miryân”ın tekili olan “mîr”in tercümesidir. Henüz dört- beş yaşlarındayken annesi Havva Hanım vefat etti. Babası hâli vakti yerindeydi, âlimleri çok severdi. Bu sebeple çocuklarının okumalarını ve âlim olmalarını çok arzu ederdi. Çocuklarına ders vermesi için bir hoca getirdi, masraflarını karşıladı. Kendisi ve büyük kardeşi Ali, bu hocadan Elifbâ okumaya başladılar. Ancak Elifbâ bitmeden babası vefat etti. Üvey annesinin sonra da ağabeyinin yanında yetim olarak kaldı. Çobanlık yaparken yazı yazacak kâğıt ve kalem olmadığından düz satıhlı taşlar üzerine, taşlarla yazı yazmaya çalışırdı. Böylelikle Osmanlıca alfabeyi söktü kendi kendine okumayı öğrendi. Bunu görenler: “Hızır ona uykuda ders veriyor” derlerdi.

Muhammed_Emin_Er_Hayatı_ve_Kişiliği

İlme olan azmi ve merakından dolayı, her fırsatta kendisinden faydalanabilecek bir ilim sahibi olduğunu duyduğu insanların peşinden koşardı. Bu gayretleri sonunda mektup yazabilecek ve Osmanlıca kitapları okuyabilecek hale geldi. Arap dili ve ilimlerine gelince bu ilimlerde bilgi sahibi olan kimseler yoktu. Ayrıca o sıralarda İslâmî harfler yürürlükten kaldırıldı. Kur’ân ve İslâmî ilimleri öğrenmek yasaklandı. Öyle ki hiç kimse kendi evinde bile olsa çocuklarına Kur’ân öğretemiyordu. Bu nedenle Suriye’ye gidip İslâmî ilimleri öğrenmek için memleketini terk ederek yola çıktı. Gaziantep’e gitti. Oradan Suriye’ye geçme imkânı bulamayınca Adana’ya geçti. Oradan da İstanbul’a ve Bursa’ya gitmek zorunda kaldı. Daha sonra tekrar Adana’ya döndü. Yedi sene devam eden seferleri boyunca çeşitli hizmetlere girdi. Kısa bir müddet sonra tahsil için Suriye’ye sefer etti. Suriye’de bir müddet ilim tahsilinde bulunduktan sonra geri döndü, tahsiline Türkiye’de devam etti.

İlim tahsiline başladığında 25 yaşındaydı. Memleketinde İslâmî eğitimde takip edilen usûl gereği Sarf ilmini öğrenerek tahsile başladı. Sonra Nahv, Mantık, Vadc, İsti’âre, Edebü’l-bahs ve’l-münâzara, Beyân, Meâ’nî, Bedi’, Usûlu’d-din, Usulu’l-fıkıh ve Kelâm ilimlerini tahsil etti. Bir yandan medresede bu on iki ilmi, diğer yandan Fıkıh, Tefsir, Ferâiz, Tecvid gibi diğer ilimleri de öğrendi. Eş-Şeyh Muhammed Ma’şûk b. Şeyh Muhammed Ma’sûm’dan (ki kendisi Abdurrahman et-Tâğî’nin torunudur) bu ilimlerin hepsinde 1950 yılında icâzet aldı. Kendisinden bu ilimleri birçok talebe okudu ve icâzet aldılar. Ayrıca, tasavvufta muhtelif mürşidlerin terbiyesinden geçti. Amelî icâzetini (halka irşad izni) merhum Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî’den aldı. Şeyh Ahmet Haznevî ile Şeyh Mahmud Sami Ramazanoğlu’na da intisap edip icazet aldı.

 

 

Muhammed_Emin_Er_Hayatı_ve_KişiliğiKendisi Saîd Nursi Hazretleri ile de 1952 yılında İsparta’da görüştü. Üstad Saîd Nursi onu has talebelerinden kabul ettiğini belirtti. 1961 yılında Gaziantep’in Nizip ilçesinin bir köyüne gelip yerleşti. Ardından Gaziantep’e geçti burada talebe yetiştirdi. Daha sonra Ankara’da açılan Fıkıh Enstitüsüne Müderris olup Ankara’ya taşındı. İlim tahsilinden sonra hayatı boyunca ders verme, imamlık, vâizlik, tebliğ ve İslâm’a dâvet gibi hizmetlerle meşgul oldu. Avrupa ülkelerini, Amerika, Kanada, Japonya, Çin, Hindistan, Pakistan, Afganistan, İran, Rusya, Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, Arabistan, Mısır’a çeşitli seferler yaptı. Burada konferanslar verdi. Üniversitelerde ders verdi. İlim adamlarıyla tanıştı. Talebe yetiştirdi. Pakistan’da Müslüman âlimler toplantısında ilk on Müslüman âlim olarak kabul edildi. Yüzden fazla eser yazdı, bunların ancak on tanesi yayınlandı, diğerlerinin yayın hazırlıkları ailesi tarafından sürdürülmektedir. Arapça eğitim gördüğünden eserlerini Arapça kaleme aldı.

 

 

28 Haziran 2013 tarihinde Ankara’da vefat etti. Vasiyeti gereği Gaziantep’e getirildi. Nuri Mehmet Paşa Camisi avlusuna defn edildi. Mehmet Emin Er Hoca ikisi erkek, beşi kız yedi çocuk babasıdır.

MUHAMMED EMİN ER’İN HOCALARI

Bir yandan medresede okutulan söz konusu on iki ilmi, diğer yandan Fıkıh, Tefsir, Ferâiz, Tecvid gibi diğer ilimleri de öğrendi. eş-Şeyh Muhammed Ma’şûk b. Şeyh Muhammed Ma’sûm’dan (ki kendisi Abdurrahman et-Tâğî’nin torunudur) bu ilimlerin hepsinde 1950 yılında icâzet aldı. Kendisinden bu ilimleri birçok talebe okudu ve icâzet aldılar.

Tasavvufta muhtelif mürşidlerin terbiyesinden geçti. Amelî icâzetini (halkı irşad izni) merhum Muhammed Saîd Seydâ el-Ce- zerî’den aldı. Kendisi Saîd Nursi Hazretleri ile de 1951 yılında Is- parta’da görüştü. Üstad Saîd Nursi onu has talebelerinden kabul ettiğini ve on beş gün ağırlamayı arzu ettiğini, tarassut altında olduğu için bunun mümkün olmadığını, bundan dolayı memleketine hemen geri dönmesine izin verdiğini, eğer yolda ondan sorulursa ziyarete değil ticarete geldiğini söylemesini kendisine ifâde etmiştir.

 

İlim tahsilinden sonra hayatı boyunca ders verme, imamlık, vâizlik, tebliğ ve İslâm’a dâvet gibi hizmetlerle meşgul oldu.

 

 Şeyh Muhammed Macşuk

MUHAMMED EMİN ER’İN DERS ALDIĞI BAZI HOCALARI

  1. El-üstâz el-âlim el-âmil el-müftî Molla Hasan el-Tahvîkî: Mardin’e bağlı Derik müftüsü idi. Sarf iliminde hocası olmuştur.
  2. El-üstâz el-âlim el-âmil Molla Rasul: Siirt’in Garza kazasın- dandı. Nahv ilminin bazı konularında ondan ders almıştır.
  3. El-üstâz el-âlim el-âmil Molla Abdussamed: Siirt’in Garza ka- zasındandı. Nahv ve Sarf ilimlerinde ondan ders almıştır.
  4. El-üstâz el-âlim el-âmil Molla Abdullah Avina: Aslen Van iline bağlı Serhad’dandı. Sonra Diyarbakır’a taşınmıştır. Mantık, Vadc, İstiâre, dâb, Meâni, Beyân, Bedîc, Usûlu’d-din ve Usûl-u Fıkıh ilimlerinde hocası olmuştur. En çok bu hocanın yanında ders okumuştur. Molla Abdullah, Bedîüzzaman’ın medrese arkadaşıydı, ondan çok bahsederdi.
  5. El-üstâz el-âlim el-âmil Molla Abdulhâlim: Halebe bağlı Amud kazasından idi. Fıkıh ve bazı Nahiv meselelerinde hocası olmuştur.
  6. El-üstâz el-âlim el-âmil Molla Şeyh Abdurrezzak: Mardin’in Halili köyündendi. Şeyh Ahmed Haznevî’nin halifesiydi. Bazı Nahiv meselelerinde hocası olmuştur.
  7. El-üstâz el-âlim el-âmil Molla Hâfız Hacı Haydar Efendi: Ondan Kur’ân-ı Kerim dersleri almıştır.
  8. El-üstâz el-âlim el-âmil Molla Şeyh Zeynelâbidin: Siirt’in Fur- sa köyündendi. Şeyh Hazin’in torunuydu. Tecvid ve Mahâric-i hurûf (Arapça harflerin telaffuzu) ilimlerinde hocası olmuştur.
  9. El-üstâz el-âlim el-âmil Molla Şeyh Şerefuddin Fursâvi: Si- irt’in Tillo’ya yakın Fürsa köyündendi. Siirt’te mukimdi. Kelam ilminde hocasıydı.
  10. El-üstâz el-âlim el-âmil Molla Şeyh Muhammed Macşuk: Şeyh Macsum El-Norşînî’nin oğluydu. Bitlis’in Norşin köyündendi. Kelam ilminde hocasıydı. Şeyh Ahmed Haznevî’nin halife- siydi. Mekke’de vefat etti. Cenneti Muallâ’ya defnedildi.
  11. Şeyh Ahmed-i Şorşubî. Diyarbakır’ın Şorşub köyündendi. Medresesi müsâit olmadığı için yanında az bir müddet ders aldı. Şeyh Ahmed 80 yaşlarında olduğu hâlde ders verirken hep diz üzerinde otururdu. Molla Abdüssamed’in kayınbiraderiydi.

Şeyh Seyda

MUHAMMED EMİN ER’İN TASAVVUFTA ÜSTADLARI

  1. Şeyh Ahmed Haznevî: Şu anda Suriye’de bulunan Hazne’den- di.
  2. Şeyh Muhammed Saîd Seydâ: Cizre’liydi. Kendisinden icâzet almıştır.
  3. Şeyh Mahmud Sami: İstanbul’dandı.

Allah hepsine rahmet eylesin ve hayırla mükâfatlandırsın.

MUHAMMED EMİN ER’İN MEDRESELERDE OKUDUĞU İLİMLER

Kur’ân-ı Kerim,Tecvid, Tefsir, Fıkıh, Ferâiz, Sarf, Nahv, Mantık, İstiâre, Vad’, Münâzara, Beyân, Meânî, Bedi’, Usûlu’d-din (Akâid), Usûlu’l-fıkh, Usûlu’l-hadis, Kelâm.

MUHAMMED EMİN ER’İN TALEBEYKEN HOCALARDAN OKUDUĞU MUHTELİF KİTAPLAR

Emsile (Sarf), Binâ (Sarf), Maksûd (Sarf), ‘Îzzî (Sarf), Birgivî’nin ‘Avâmili (Nahv), İzhâr (Nahv), Kâfiye (Nahv), Curcâni’nin ‘Avâmili (Nahv), Zurûf (Nahv), Terkîb (Nahv), Sa’dullâh (Nahv), Şerh’ul-Muğnî, (Nahv), Merâh (Sarf), Dinkûs Şerhu’l-Merâh (Sarf), Hallu’l-Ma’âqıd (Nahv), Sa’dullah şerh’ul-Enmûzec (Nahv), Netâic Şerhu’l-Izhâr (Nahv), Câmi Şerhu’l-Kâfiye (Nahv), İsâgûci (Mantık), Husâm Kâti (Mantık), Muhyiddin (Mantık), Fenârî (Mantık), Kavl-i Ahmed (Mantık), Risâle-i ‘Isâm (İstiâre), Risâle-i Ebî Bekir-i Sûri (İsti’âre), Risâle-i Semerkandî (Vad), Risâle-i Ebî Bekir (Vad ), Velediyye (Âdâb), Uluğ (Âdâb), Mes’ûdî (Âdâb), Abdulğafûr (Nahv), Abdulhakîm (Nahv), Şerh-u Şemsiye (Mantık), Muhtasaru’l-Ma’âni (Me’âni, Beyân, Bedi ), Mahallî Şerh-u Cem’ il-Cevâmi (Usûlu’d-Din ve Usûlu’l-Fı- kıh), Şerhu’l-Akâid (Kelam), Multekâ (Fıkıh), Minhâc (Fıkıh), Celâleyn (Tefsir), Ferâiz (Miras Hukuku), Karabaş (Tecvid), Cezerî (Tecvid),

Muhammed_Emin_Er_Hayatı_ve_Kişiliği

MUHAMMED EMİN ER’İN TALEBEYKEN EZBERLEDİKLERİ

Emsile, Binâ, Maksûd, ‘İzzî, Merâh, ‘Avâmil, İzhâr, Kâfiye, Avâmilu’l-Curcâni, Zurûf, Terkîb, İsâgûcî, Risâle-i Ebi Bekir (Vad ), Risâle-i Ebi Bekir (İstiâre), Karabaş, Ferâiz, Velediyye

MUHAMMED EMİN ER’İN ESERLERİNDEN BAZILARI

Muhammed Emin Er Hoca Efendi eserlerini, İslâmî ilimlerin yaygın olarak kullanılan dili olan Arapça ile kaleme almıştır. Tespit edebildiğimiz bazı eserlerinin başlıkları şöyledir:

  1. Teshîl’ül-MerâmfiBeyâni’n-Nisâbi ve’l-Fıtrati ve’l-Keffâre- ti bi’l-Gırâm
  2. El-Huccetü’d-Dâmiğa alâ men Yec’alü Talâka’s-Selâsi Vâhi- de
  3. Feydu’l-İlâhfi’d-Dini’l-Mardiyye ‘İndellâh
  4. Hulâsatu’l-Merâm fîHukûki’l-İslâm
  5. Tenbihu’l-Fâtın ‘ala’l-Fıkhi’l-Bâtın
  6. El-Gâyetu’l-Kusvâ Fi’s-Saâdeti’l-Uzmâ
  7. El-‘Irfan fî’Gâyeti’l-Kemâli li’l-İnsân
  8. Nasru’l-Eimme fi Hükmi Te’allümi’l-Ulûm’il-Muhtelife
  9. Hasru’l-Mâkûlâtfi Re’yi’l-Felâsife fî’ Asli’l-Kâinât
  10. El-Fetâvâ’l-Kulyâniyye fi’l-Mühimmâti’d-Diniyye
  11. El-Mesâilü’l-‘Adîde alâ Tertîbi’l-Hurûfi’l-Mucceme
  12. El-Kavlu’s-Savâb fi Zebâihi Ehli’l-Kitâb
  13. Leftetü’t-Tarffi Ebvâb-i‘İlmi’s-Sarf
  14. Evcezu’n-Nukûlfi Istılah-ı Hadîsi’r-Rasûl
  15. Risâle fi’l-Luhûm ve’l-Ecbân el-Müstevrede
  16. Risâle fi’l-Ferâiz
  17. Risâle fi’l-‘Akide
  18. Risâle fi’l-Kebâir
  19. Risâle fi’l-Vasâyâ (Bir kısmı Feydu’l-İlâh adlı eserde de zikredilmiştir.)
  20. Mektûbât ‘Adide ila’l-Eşhâsi’l-Muhtelife
  21. Menhecu’n-Necât ‘ani’l-Hasâr ile’l-fevzi bi’d-Dâri’l-Karâr
  22. El-I’tısâm fî’enne’d-Dîne ‘Inde’llahi’l-İslâm
  23. Yâ Sâilen ‘an Akvami‘t-Turuki ve Esmâhâ, Huz Cevaben ‘an Zalike Şâfiyen bi İznillah.
  24. Allah Katında Din
  25. İmam-ı Rabbani’nin Mektubatı

Bunlar sadece basılanlar veya düzenlenenler. Bunun dışında henüz düzenlenmemiş, bilgisayara aktarılmamış yüze yakın eseri bulunmaktadır.

İbrahim Halil Er/Muhammed Emin Er-Son Osmanlı Alimi

Muhammed Emin Er Hocamızı, Prof Dr Mehmet Görmez anlatıyor

Ramazan Peri

 

YORUMLAR (1)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir